“ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR” CENGİZ AKOSMAN’DAN MEME KANSERİ FARKINDALIK ÇAĞRISI
Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında konuşan Onkoloji Uzmanı Dr. Cengiz Akosman, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan meme kanserinde erken teşhisin tedavinin en kritik aşaması olduğunu vurguladı.

“Meme kanserinin tedavisi cerrahiyle başlar, ancak erken müdahale edildiyse gerisi bizim için kolay olur” diyen Dr. Akosman, tanı sürecinde biyopsinin önemine dikkat çekti.
Yanlış inanışlara da değinen uzman, “Biyopsi alınırsa tümör dağılır” şeklindeki düşüncenin kesinlikle doğru olmadığını belirterek, “Biyopsi meme kanserinde her şeydir” ifadelerini kullandı.
Dr. Akosman ayrıca, kendi kendine muayenenin tek başına yeterli olmadığını, düzenli doktor kontrollerinin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı:
“Kendi kendine muayene hiç yoktan iyidir, ama erken tanı için yeterli değildir. Memede fark edilen her sertlik mutlaka doktora danışılmalıdır.”

KETEM’İN KATKISI BÜYÜK
Meme kanserinde erken tanının önemine dikkat çekerek, devlet kurumlarının bu alanda son yıllarda attığı adımların hayati sonuçlar doğurduğunu söyledi. Akosman, özellikle Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM)’in farkındalık ve erken teşhis süreçlerinde büyük rol oynadığını vurgulayarak “KETEM’ler erken tanı bilincinin yaygınlaşmasında çok etkili oldu” dedi.
Dr. Akosman, toplumda erken tanı bilincinin son 10–20 yılda önemli ölçüde arttığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bu konuda gerçekten çok yol alındı. Bunun en büyük destekçisi tabii ki devlet kurumları. KETEM’in çok ciddi katkıları oldu. Bana gelen hastaların çoğu ‘KETEM’e başvurdum, orada fark ettim ve size geldim’ diyor. O nedenle emeği geçen herkese teşekkür etmek isterim. Bir onkolog olarak bu katkıyı sahada çok net görüyoruz.”
“BİR DOKTOR OLARAK DEĞİL BİR EVLAT OLARAK YAŞADIM”
Bu değerlendirmelerin ardından Dr. Cengiz Akosman, erken tanının hayat kurtardığını bizzat kendi annesi üzerinden yaşadığı bir deneyimle paylaştı.
Akosman, o dönemde İstanbul’da asistan doktor olduğunu belirterek, “Annem sağ memesinde ağrı hissettiğinde Rize’de bir radyoloji uzmanına yönlendirdim. Mamografi çekildi, radyolog ‘Bu hoş görünmeyen bir kitle’ dedi. Birkaç biyopsi negatif çıktı ama radyolog ısrarla ‘Bu iyi görünmüyor’ diyordu. ”Biyopsi birkaç kez negatif çıktı ama radyologun uyarısını dikkate alıp kitleyi aldırdık. Patoloji sonucunda malign çıktı ve erken evre meme kanseri tanısı kondu” dedi. Annesinin şu anda sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürdüğünü belirten Akosman, “Eğer o dönemde bekleseydik sonuç farklı olabilirdi. Bu yüzden kadınlar, vücutlarındaki en ufak değişikliği önemsemeli ve kontrollerini aksatmamalı” diye konuştu.

RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT ÇEKTİ
Dr. Akosman, kadınların yalnızca belirti gördüklerinde değil, belirli yaş aralıklarında ve risk gruplarında düzenli olarak kontrol yaptırmaları gerektiğini söyledi:
“Bir kadının kendinde ya da eşinin fark ettiği bir farklılık varsa — memede şekil bozukluğu, sertlik, renk değişimi veya ele gelen bir kitle — bu mutlaka dikkate alınmalı. Ama biz sadece şüphe üzerine değil, düzenli kontrollerle de bu süreci yönetmek istiyoruz. Çünkü bazı kanserler belirti vermeden ilerliyor.”
Aile öyküsünün önemine de değinen Akosman, “Ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlar mutlaka düzenli takipte olmalı” diyerek özellikle akraba evliliğinin yaygın olduğu bölgelerde bu riskin arttığını söyledi.

“KENDİNİZİ DİNLEYİN KONTROLLERİ AKSATMAYIN”
Röportajın sonunda Dr. Akosman, kadınlara şu çağrıda bulundu:
“Vücudunuzu dinleyin. ‘İyi değilim’ hissi, aslında önemli bir uyarıdır. Bu his ciddiye alınmalı. Mutlaka bir doktora görünün. KETEM gibi kurumlar ücretsiz taramalar yapıyor. Hiçbir belirti olmasa dahi belirli aralıklarla kontrollerinizi yaptırın. Erken teşhis gerçekten hayat kurtarır.”
📚 Son Haberler
Güncel haberlerimiz hakkında daha fazla içerik ve gündemdeki önemli gelişmeleri kaçırmamak için diğer haberlerimize de göz atabilirsiniz:
📌 ÇAMBAŞI YAYLASININ CAN DAMARI OLACAK
👉 Haberi okumak için tıklayın
